Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Regensburg’da. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Tepede bir tapınak. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Uzaklardan bir köprü görünüyor. 18. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. . Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Kendine vadiler açıyor. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Biraz ileride büyükçe bir alan. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Heybetli ve gururlu duruyor. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Büyük bir Yunan tapınağı. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Ludwig’in kalıtı. Her şey tablo gibi. Orada bir heykel. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. . Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Sislerin ardında güneş. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Yamaçlarda üzüm bağları. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. . ",. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Hepsi de küçük ve sevimli. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Sağ, sol eski yapı.

Tuna kıyısında bir gün...

Heybetli ve gururlu duruyor. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. . Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Hepsi de küçük ve sevimli. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. . Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Regensburg’da. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Biraz ileride büyükçe bir alan. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. 18. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Orada bir heykel. Ludwig’in kalıtı. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Yamaçlarda üzüm bağları. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Tepede bir tapınak. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Büyük bir Yunan tapınağı. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. . 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. ",. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Kendine vadiler açıyor. Her şey tablo gibi. Sislerin ardında güneş. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Sağ, sol eski yapı. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. .